Paranoid Şizoid Konuma Dair
- Deniz Şibka
- 24 Haz 2022
- 1 dakikada okunur

‘’Gelişimin oral evresinde ölüm, açlık kılığında nüksetmiştir. Aç bırakılma korkusunu –hatta belki de her türlü fiziksel ve zihinsel acıyı– uyandıran acıkma duygusu, ölüm tehdidi olarak algılanmaktadır.’’
Melanie Klein, 1957. Haset ve Şükran.
Freud'un ortaya koyduğu ‘yaşam dürtüsü’ ve ‘ölüm dürtüsü’ fikrinden çok etkilenen ve kuramını bunları temel alarak oluşturan Melanie Klein'ın ortaya koyduğu kavramlar, birçok bireysel ve toplumsal olguyu anlamlandırmamızı sağlamaktadır. Ayrıca Klein dikkatleri, psikanalizin o zamanlardaki ödipal dönem merkezli yaklaşımından yenidoğan bebeğin ruhsal dünyasına çekmeyi başarmıştır.
Klein’ın kuramına göre erken evrede ruhsal aygıt çok zayıftır ve yok olma kaygısı, yoğun yıkıcılık ile baş edebilecek yeterliliğe sahip değildir. Buna bir çözüm olarak benliği dikey bir yarıkla iyi ben / kötü ben olarak bölüp, bu parçaları dış dünyaya yansıtma ihtiyacı duyacaktır. Yansıttığı kötü parçası sayesinde tehlikeyi taşıyan kendisi değil, tehditkar ‘kötü nesne’ olacaktır. Bu sayede tehlikeyi benliğinde değil dışarıda tutarak onu bu yolla kontrol etmiş de olacaktır. Aynı zamanda iyi parçasına ait sevgi ve iyilik dolu hislerini de yansıtacak ve böylece dış dünyada sığınacak bir saf ‘iyi nesne’ de edinecek ve onu bu bölme yoluyla koruyacaktır. Bu dönemde bebek iç ve dıştan gelen uyaranları birbirinden ayırt edemez. Onun için açlık, gaz sancısı veya fiziksel bir darbenin birbirinden farkı yoktur ve hepsi birer zulmedici kaygı olarak yaşantılanır. Bebek paranoid şizoid konumdayken onu besleyen, hayat veren iyinin peşinde koşup, onu bu iyilikten mahrum bırakan, ona zulmeden “kötülere” sadistik bir şekilde saldıracaktır. İleriki dönemde ise bu yıkıcılığı suçluluk ve onarım ihtiyacı takip edecek ve ‘depresif konum’ devreye girebilecektir.
Fotoğraf: Emre Bahadır
Comentarios